Adana’da ne yenir?
Adana’ya nasıl gidilir? Her ne ulaşım yöntemi kullanılırsa kullanılsın, Adana’ya aç gidilir, aç gidilmelidir. Adana gezisini planlarken danıştığımız dostlarımız da en başta “aman ha aç gidin, yolda gereksiz şeylerle açlığınızı bastırmayın” dediler. Tavsiyeye uymaya çalıştık. Adana’da ne yenir sorusunun cevabına, adetimiz olduğu üzere en beğendiklerimizi listeleyerek başlayalım.
- Koço Kebap’ta yağlı karalı ve kemiksiz kaburga (tel: 0 322 457 2882)
- Şırdancı Hüseyin Usta’da şırdan
- Kuruköprü paça salonunda çürük (tel: 0 322 227 1834)
- Birbiçer ciğer salonunda ciğer (tel: 0 322 365 1444)
- Ağba restoranda kuzu incik (tel: 0 322 453 6730)
- Yıldızoğlu künefede fıstıkzade (tel: 0 322 225 5138)
Güncelleme; Nisan 2017
6 Mart 2015
Adana’da ne yenir? Koço’da yağlı karalı yenir.
Adana’da ne yenir haftasonunda uğradığımız ilk lezzet durağımız da uçağımızın inişinden yaklaşık bir saat sonra ulaştığımız Koço kebap oldu. Bir dostumuzun bizim için rezervasyon işini hallettiği restoranda gayet sıcak karşılandık, yemk seçeneği olarak sunulan farklı ne varsa da masaya getirttik. Yeşillikleri zaten hemen yığıyorlar masaya, mezeyi abartmadık, farklı görünen yoğurtlu mezeden ve bildiğimiz patlıcanlı mezelerden aldık. İnternetten araştırınca farklı faklı isimler çıkıyor; teretür, marul tarator, tahinli marul salatası gibi. Adı ne olursa olsun kesinlikle nefisti. İncecik kıyılmış marulları tahin, yoğurt, sarımsak ve baharatlarla harmanlamışlar. Evde kendim de yapacağım.
Sonra sıradan sıcaklar başladı, humus ve içli köfte ile. İçli köftenin çok bir özelliğini görmedim, humus ise enfesti. Ben hep içerisine tahin konularak tatlılaştırılmış yemeklerden haz almadığımı dillendirmiştim. Görülen o ki durum değişmiş. Sanıyorum hem benim lezzet algım zamanla değişmiş, hem de Koço’nun aşçısı döktürmüş. Pastırmalı humus enfes.
Adana’ya gelip de acılı kebap yemeden olmaz (bu coğrafyalarda Adana kebap, Urfa kebap gibi tabirler yok, onlar acılı ve acısız kıyma kebapları, ya da doğruca kebap), Koço’nun meşhur ettiği yağlı karalı, ya da kendinden yağlıdan da. Önce kuşbaşının irisi olan kaz başı ve kuşbaşının yağları temizlenmeden pişirilen hali olan yağlı karalı geldi. İzmir’de bulma olasılığımız olmayan bu lezzetler bizi bizden aldı, yağlı karalıya bayıldık.
Sonraki grupta da acılı acısız kebapların yanına yağlı karalı isteyelim derken garson kemiksiz kaburga var öneririm dedi. Öneriye uyalım dedik. Kebaplar İzmir’de yiyebileceğimiz en iyi kebaptan daha iyiydi ama kemiksiz kaburga muhteşemdi. Kesinlikle gecenin zirvesi. Bize göre Koço’nun meşhur lezzeti yağlı karalı değil, kemiksiz kaburga olmalıymış. Üzerine tatlı, yanında bir büyük ile toplam 300 lira hesap ödedik 4 kişi.
Adana’daki ilk lezzet durağımızın Koço olmasının bir dezavantajı oldu, çıta çok yükseğe kondu. O kadar ki dönüşe geçerken son öğün için tekrar gelmeyi düşündük. Adana’da ne yenir sorusuna en kısa cevabımız Koço’da kemiksiz kaburga oldu.
Adana’da ne yenir? Sokak Lezzetleri.
Sıkı bir şekilde doymuş olsak da, Koço’dan otele doğru yürürken sokak börekçisi dikkatimi çekti. Gecenin bir vakti arabasında su böreği satıyordu. Benim niyetim börek yemek değildi, şırdancı sordum. Aralarında kısa süre hangisinin daha lezzetli olduğu üzerine tartıştıktan sonra Şırdancı Hüseyin Usta’yı tarif ettiler.
Açık söyleyeyim, kokusu çok çekici gelmiyor. Hayvanın midelerinden biri şırdan, onun dolmasına yabancılar şırdan dolması, Adanalılar şırdan diyor. Sokaklarda seyyar da satılıyor ancak Hüseyin ustanın dükkanı var. Şırdan’ın görünümü penise benziyor. Konu hakkında hiçbir fikri olmayan, kokusundan da hoşnut olmamış arkadaşlarım tencerenin kapağı açıldığında karşılaştıkları görsellikle bir kere daha şok geçirdiler. Yüz ifadeleri beni uzunca süre eğlendirdi.
Aç olmadığımız için sadece bir adet isteyip bölüştük. İçerisi prinçli dolma karışımı ile dolduruluyor. Kokoreç, bumbar falan halt etmiş, şırdan olağanüstü lezzetli, İzmir’de bulamadığıma en çok üzüldüğüm Adana lezzetlerinden biri. İlk şok olarak koku ve görüntüyle şaşıranlar dahil hepimiz bayıldık.
Adana’nın sokak lezzetlerinden birinin de şalgam suyu olmasını bekliyordum. Sokaklarda açık şalgam satanlar olur, afiyetle içeriz diyordum ancak yasaklanmış. Ne yazık ki şişelenmiş, markalı şalgamlar satılıyor ancak sokaklarda, ayranla birlikte.
8 Mart 2015
Sokak lezzeti denilince börekçiye uğramadan da olmazdı elbette. Sular börekçisine uğradık gün içinde. Peynirli ve kıymalı böreklerden aldık. Porsiyonlar son derece iri ancak börekler çok da özellikli değil. İzmir’den iyi, Balkan yemeklerinden bahsettiğimiz yazımızda bahsettiğimiz Boşnak böreğinin eline su dökemez. İçeceklerle 15 lira ödedik.
Adana’da ne yenir? Kahvaltılar
7 Mart 2015
Sabah benim isteğim üzerine Kuruköprü Paça Salonu’na yöneldik. Ekipten akşamki sıkı yemeklerin üzerine güne paça çorbası ile başlayamayacağını belirtenler vardı. Yakında unlu mamulce bulurum belki, mercimek çorbası içeyim falan diyenler. Adana’da çorba usulü biraz faklı, kullanılabilecek tüm etler ayrı ayrı hazırlanmış bekliyor, beyin, dil, işkembe, çürük adını verdikleri yanaklar. Dilediklerinizden söylüyorsunuz, karıştırıyorlar.
Manzarayı gören tüm kadro yolda söylediklerini unuttu, herkes kendine göre karışımını sipariş etti. İzmir tarafında paça çorbalarının suyu genelde terbiyeli olur, buralarda ise salçalı duru su olur, Antep yemeklerini anlattığımız yazımızdan bahsi geçen beyranın suyu gibi. Hepimiz sarımsağı da basıp afiyetle götürdük. Tabağı 9,5 lira.
8 Mart 2015
Konuyu kahvaltıya getirmişken ertesi günden de bahsedeyim. Adana denince akla elbette muzlu süt gelmeyecektir. Ancak Adana’lı tanıdıkların hepsi “tuhaf bir öneri gibi gelecek ama Kazım büfede muzlu süt için” dediler. Adana için gerçekten tuhaf bir öneri olsa da uyguladık. Biz de öneririz. Tostunun bir özelliği yok, sıradan ancak muzlu sütü ciddi lezzetli. Bir porsiyon muzlu süt bir büyük bir küçük bardaktan oluşuyor, tek kişinin bitirmesi için biraz iddialı bir boyutta. 2 süt ve bir tost 13 lira tuttu.
Son gün bir nevi çift kahvaltı yaptık, muzlu süt ve paylaştığımız tosttan sonra Birbiçer ciğer salonuna gittik. Bir kez daha en çok “sabah sabah ben onu yiyemem” diyenlerden korkulması gerektiğini anladık. Yumuşacık ciğer şişleri soğanlı dürüp götürdük. Uyarayım, yanında getirdikleri dolmalık biber görünümlü yeşil biberler ne kadar acı olduklarını baştan hissettirmiyorlar, dikkatli olmak lazım. İçeceklerle birlikte kişi başı 15 lira.
Adana’da ne yenir? Ağba Kebap ve Onur Kebap
7 Mart 2015
İkinci akşam durağımız Ağba kebap ya da Ağba restoran olmuştu. Siparişe pek karışmadık. Bizi oraya yönlendiren arkadaşımız uzaktan yönetti süreci ve bizi çatlatana kadar yedirdi. Burada da sofraya teretür ve pastırmalı humus geldi, burada humusu kaşarla da taçlandırmışlar. Açıkçası Koço’da beklentisi son derece yükselmiş bizleri şaşırtamadı ancak böylesini de İzmir’de bulmamız olası değil.
Sonrasında çatlatma operasyonu kendinden yağlı ile başladı, dürdük afiyetle götürdük. Üzerine ise kuzu incik geldi sofraya, çatalla hafif dürtünce etlerin dökülüvermesi lezzeti haber veriyordu zaten. İnciği yoğurtlu soslu beyti sarma izledi. Gecenin zirvesi tava geldiğinde biz zaten hayli doymuş haldeydik. Sarımsaktan hiç kaçınılmamış, deliler gibi pide banılarak tüketilmesi gereken tavanın hakkını verecek yer kalmamıştı midelerde.
Ağba kebabı özellikle kebaptan başka lezzetler sunduğu için öneririm. Giderseniz incik ve tavaya yüklenin derim, diğer restoranlarda bunlar yok. 4 kişi, bir büyük dahil 270 lira ödedik.
8 Mart 2015
Onur kebap son durağımız olmuştu Adana’da. Artık tecrübelerimiz beklentimizi o kadar artırmıştı ki bu kalite her yerde bulunur düşüncesine kapılmıştık. En ünlü lezzetleri olan beğendili dışında gelenlerden çok da özel lezzet almadık. Kebap, yağlı karalı, beğendili ve kartal başı yedik, üzerine de künefe. İçeceklerle 4 kişi toplam 132 lira ödedik.
Adanalı bir çok arkadaş dillendirmişti, salaş yerlerde daha iyi kebap yersiniz diye. Onur kebap da Yüzevler gibi son derece şık dekore edilmişti. Daha önceki adana ziyaretimizde ailece gittiğimiz Yüzevlerin özellikle tatlısı eşimin aklında kalmıştı. Bir tatlı molası verdik. Eskiden yer aldığı mekanın üst katını komple almış Yüzevler ve oraya taşınmışlar. Bayanların tatlı yediği sırada bir yandan da gelip giden yemeklere bakıyorduk. Bu kadar ünlü mekanda çekici gelmedi gelip gidenler. Tatlılara 25 lira ödedik. Onur ve Yüzevler tecrübelerim bana salaş yerlerde yemeklerin bana daha çekici ve lezzetli geldiğini gösteriyor, sonuç olarak Koço seyahatimizin ortak favorisi oldu.
Mart 2015
9 Ekim 2016
Önceden bildiklerimizi ziyaret etmeye çalıştık, daha çok Mersin’de ne yenir konusuna odaklandık bu sefer. Ancak dönüş yolunda Yıldızoğlu künefenin Fıstıkzade‘si için yolumuzu değiştirdik. Fotoğrafa bakın yeter.
Bu yazıya vesile olan seyahatin detaylarını gezi anılarımızı paylaştığımız kardeş sitemiz Gezmek Güzel’de Adana gezisi notları başlığında bulabilirsiniz.
Cok guzel hazirlanmis bir site faydalandim tesekkur ederim
sağolasın annişkom