Milano’da Aşamalı Akşam Yemeği – Walking Palates
Seyahatlerimizde yemek turu, tadım etkinliği programlara katılmayı çok seviyoruz. Hem yerel lezzetleri, yerel uzmanların seçtiği yerlerde tatma imkanı sunuyor, hem de bölge mutfağının gelişimi konusunda bir çok bilgi sunan bir rehberiniz oluyor. Walking Palates firmasının düzenlediği Milano’da aşamalı akşam yemeği de hem leziz hem de öğretici bir akşam sundu.
Çok güzel bir sürpriz ile başladı Milano’da aşamalı akşam yemeği, rehberimiz bizi Türkçe konuşarak karşıladı. Sadece “merhaba”, “nasılsınız” gibi giriş sözcükleri ile de değil. Çocukluğunu ve gençliğini Türkiye’de geçirmiş, babası Pirelli fabrikasında yönetici olarak çalışıyormuş, doğal olarak çok iyi derecede Türkçe konuşuyordu. Elbette akşamın tek katılımcıları biz olmadığımız için tur İngilizce olarak devam etti.
Milano’da Aşamalı Akşam Yemeği
Buluşma yerinde, grup toplanınca, rehberimizden Milano şehrinin gelişimi hakkında kısa bilgiler aldık. Sonrasında kısa bir yürüyüş ile ilk durağımız olan restorana ulaştık, aslında bir şarap evi. Bize ayrılan masaya oturunca hemen köpüklü şarap servisi yapıldı. Hemen ardında da ufak birer tabak kızarmış köfte sunuldu. Kaplamalı halde oldukları için olsa gerek kadın bunu köfte tadına yakın top köfteler, lezizdiler.
Rehberimizin Milano’da yaşam ve yemek alışkanlıkları hakkında bilgilendirmelerini dinlemenin yanı sıra grupça da sohbetlere daldık. Amerikalı, Kosta Rika’lı ve Yeni Zelanda’lı diğer konuklara biraz Türkiye reklamı yapma fırsatı olarak da değerlendirdik elbette bu sohbetleri.
İkinci durağımız, çok güzel resimlerle bezeli, klasik bir İtalyan lokantası, meyhanesiydi, yani “osteria”. Hafif gövdeli, 2020 mahsulü bir kırmızı şarap eşliğinde Risotto alla Milanese ve domatesli makarna içeren birer tabak sunuldu. “Risotto alla Milanese”, Milano’ya özgü risotto, yani İtalyan pilavı. Safranla yapılan bu pilav, Milano’da ne yenir sorusuna cevap niteliğindeki tüm listelerde ilk sırada yer alıyor. Turistik yerlerde genellikle Ossoboco ile servis edilse geleneksel hali tek başına tüketilmesi.
Fotoğrafta da görebileceğiniz gibi çok iri bir makarna türü tercih ettiler, sanıyorum bu kesimin adı ‘mezze maniche rigate’. Mekandan ayrılıp, bir yandan Yeni Zelanda’dan katılmış misafir ile Çanakkale savaşını konuşarak sıradaki lezzet durağına yöneldik.
Walking Palates, Milano Akşam Turu Favorim
Walking Palates’in her durakta daha lezzetli hale gelen “Progressive Dinner in Milan” turunun üçüncü durağı benim favorim oldu. Bu seferki restoranda beyaz şarap ve şarküteri tabağı sunuldu. Şarküteri tabağında kızarmış pizza hamuru (gerçekten pişiye çok benziyor), taze burrata peyniri ve et şarküteri ürünleri vardı. Burrata peyniri pastörize edilmemiş sütten yapılmış, hafif kaymak tadındaydı, bana bana yedim. Şarküteri ürünlerinden ise trüf mantarlı salamı çok lezzetli buldum.
Milano’da aşamalı akşam yemeğinin tatlı sonu bir İtalyan klasiği ile oldu, Cannoli. Rulo şekli verilen hamurlar yağda kızartılıyor ve müşterileri bekliyor. Müşteri siparişi üzerine bu çıtır hamurların içerisi sosla dolduruluyor ve üzerlerine isteğe bağlı malzemeler konuyor. Geleneksel olarak içerisine ricotta peynirli yoğun bir krema dolduruluyor, üzeri ise çikolata parçalara, Antep fıstığı ya da portakallı bir reçel ile kaplanıyor. Walking Palates’in düzenlediği bu turda ise modern dokunuşlu Canolli’ler yapan bir mekana gittik. Hem dolgu malzemelerini hem de üstlük malzeme çeşitlerini artırmışlar.
Yaklaşık üç buçuk saat süren turun tatlı durağı çıkışında rehberimizden son tavsiyeleri alarak ve hoşça kal diyerek turumuzu sonlandırdık.
Yemek turlarına dair notlarımızı yemek turları kategorisinde topluyoruz, buyrun.