Paris’te Yeme İçme
Paris’e 2 defa gitme şansı elde ettim. Birincisi eşimle, diğeri ise annem ve teyzemle. Her iki seyahatim çok keyifli ve bol lezzetli geçti. Gezip gördüklerim dışında Paris’te yeme içme konusunda da notlar çıkarmaya karar verdim. Gezi anılarımın ayrıntılarını gezi anıları paylaştığımız kardeş sitemiz gezmekguzel’de bulabilirsiniz.
Paris’te Tatlı, Pasta, Macaron ve Çikolata Nerede Yenir?
Tatlılar, genelde yemek üzerine yendiği için en son anlatılır ama uygun görürseniz ben ilk olarak tatlılardan başlamak istiyorum. Çünkü tatlı sever biriyseniz, emin olun Paris sizi çok mutlu edecek.
Macaron: Paris’le özdeşlemiş makaronları neredeyse her yerde bulmak, tane ile veya kutu ile satın almak mümkün. Tane olarak makaron fiyatları 1,2 – 2,5 avro arasında değişebiliyor. Renk renk, desen desen dizilmiş makaronlar pastanelere ayrı bir hava da katmıyor değil. Ben en çok çikolatalı ve Antep fıstıklı olanlarını beğendim. Pierre Herme’den aldıklarım çok başarılıydı. Paris’te yeme içme konusundaki ilk tavsiyem Pierre Herme’de makaron olsun.
Krem Brüle: Dalloyau Pastaneleri de Paris’in meşhur pastaneleri arasında. Birçok yerde şubeleri var, vitrine bakarken hangisini seçeceğiniz bilemiyorsunuz. Ben tercihimi Krem Brüle’den yana kullandım. Üzerindeki çıtır şeker katmanını kaşığım ile kırarken çıkan ses ayrı, içindeki yumuşacık kremayı ağzımda gezdirme ise ayrı bir zevk noktasıydı.
Pasta: Pasta için de seçenek bol. Ben Jean Paul Hevin ve Pierre Herme’den çikolatalı cheesecake ve siyah-beyaz çikolatalı pasta denedim. Her ikisi de şahaneydi
Sıcak Çikolata: Paris’te yeme içme konusundaki en favori tatlıcımı en sona sakladım. Eğer şimdiye kadar Angelina’da sıcak çikolata içmediyseniz, emin olun ki şimdiye kadar içtiğiniz her şey yalan. Angelina’nın Paris içinde birçok şubesi var. Ben her 2 gidişimde de Lourve Müzesinin karşısında yer alana gittim. Oturarak, keyifli sıcak bir ortamda sıcak çikolatanızı içebileceğiniz gibi takeaway imkanı da sunuyor. Her iki seçenek için de ayrı birer uzun kuyruk oluyor pastane önünde. Tabii burada sadece sıcak çikolata yok. Burası çok şık bir pastane ve çeşit çeşit pastalar, makaronlar ve kestane şekeri ile yapılmış tatlılar bulabilirsiniz. Hatta Mont Blanc isimli kestane şekerinden yapılmış, çok meşhur bir pastaları da var. Angelina’ya ilk gidişimde, sıcak çikolatayı içip Mont Blanc’ı da sonrası için paket yaptırmıştım. Kestane hayranıysanız bu pasta da çok güzel ama ilk sıra benim için elbette sıcak çikolata. (Oturarak servis edildiğinde Angelina’da sıcak çikolata fiyatı 9 avro)
Çikolata: Her pastanenin mutlaka bir de çikolata reyonu mevcut. Buralarda da çeşit çeşit çikolatalar sizin aklınız çelmek için bekliyor. Kilo ile veya ambalajına göre paket ile alma şansınız var. Ben ağırlığı diğer tatlılara verdiğim için çikolata için özellikle bir mekan öneremeyeceğim ama siz eminim kendi ağız tadınıza göre en doğru seçimi yaparsınız.
Paris’te Yeme içme – Şarküteri?
Şarküteri kültürü gerçekten çok gelişmiş. Marketlerde çeşit çeşit füme etler, salamlar, sucuklar ve peynirler bulmak mümkün. Hele hele süper lezzetli baget ekmekleri yok mu? En ekonomik ve lezzetli öğünlerden biri de baget ekmek almak ve içine de beğendiğiniz leziz şarküteri ürünleri ile doldurmak. Biz eşimle beraber gezerken, Paris’te alışverişin ilk isimlerinden olan La Fayette alışveriş merkezinin yiyecek bölümünden ekmek, füme et ve peynir alarak, kendimize süper birer sandviç yapmıştık. Sonra da La Fayette’nin teras katına çıkıp, müthiş Paris manzarası eşliğinde şarabımızla beraber afiyetle yemiştik. Kesinlikle tavsiye edilir, Paris’te yeme içme konusunda keyifli ve ekonomik bir alternatif.
Paris’te Yeme içme – Şarap?
Paris’te şarap, ülkemize kıyasla çok ucuz ve lezzetli. Şarap mağazalarının yanı sıra marketlerden de damak tadınıza uygun şarap bulmak mümkün. Biz seyahatimiz boyunca şarabımızı çantamızdan hiç eksik etmedik ve bulduğumuz her güzel manzaraya karşı yudumladık. Elbette nefis Fransız peynirleri zaman zaman şarabınızın nefis eşlikçisi olabilir.
Paris Restoranları
Paris’te dünya mutfaklarının her çeşidini bulabileceğiniz gibi geleneksel Paris mutfağını da tadabileceğiniz birçok mekan var elbette.
Biz en tipik, klasik Fransız restoranlardan biri olan Bouillon Chartier‘e gittik. Yüksek tavanlı, masaların üzerinde şapka koymak için pirinç raflar var, masaları plastikle karışmış kağıt örtüler serili, sıkışık, mimarisi tren garını andıran büyük bir yer. Paris tanıtım yazılarında da özellikle önerilen bir mekan. Tek sorun hiç İngilizce menülerinin olmayışı. Mekan acayip kalabalık. Garson bizi 4 kişilik masada 2 kişi oturan Fransız bayanların yanında yönlendirdi. Bizim yabancı olduğumuz her halimizden belli. Teyzeler süper misafirperver çıktı. Bize hem tüm menüyü çevirdiler, hem de önerilerde bulundular. Onların desteği ile 6 ‘lı escargot (bizim tabirimiz ile sümüklü böcek), kaz ciğeri, 2 çeşit kırmızı et ve kırmızı şarap sipariş ettik (47€). Escargot’lar son derece iyi. Kaz ciğeri çok matah olmasa da biftekler çok lezzetliydi. Fiyatları benzeri geleneksel Fransız restoranlarına göre daha uygun olan Bouillon Chartier Paris’te yeme içme listenizde mutlaka yer alsın.
Leon bir Brüksel klasiği olsa da, Paris’te de birçok şubesi var. Bizlerin midye denince aklına hemen midye dolma veya midye tava gelir. Bu zincir midyeci restoran ise midyeyi tencerede, bol sulu-soslu yemek gibi pişiriyorlar. Suları da tam ekmek banmalık. Menüde midyeler için sos alternatifleri çok. Biz rokfor soslu ve akdeniz üsülü (zeytin ve domatesli) olarak 2 ayrı tencere sipariş etmiştik. Midyeler güzeldi ama ben sanırım gelmeden önce beklentimi çok yüksek tuttuğum için biraz daha iyi olabilirmiş diye düşündüm. Bir de bazı midyeler de kumluydu. Ayrıca, midye tenceresinin yanında da bol miktarda patates kızartması geliyor. (2 kişi 40 avro)
Paris yemeklerinin bir vazgeçilmezi de soğan çorbası. Annemlerle gittiğimde, 2 yarı yerde içtim ve hem doyurucu olması hem de soğuk havada içimi ısıttığı için çok beğendim. Aslında ilk duyduğumda soğanında çorbası mı olurmuş canım diye düşündüm ama tadınca kesinlikle bir daha içmeliyim dedirtti. Siz de mutlaka Paris’e gittiğinizde üzeri bol peynirli ve altında kızarmış ekmek konan, et suyunda pişirilmiş güzel bir soğan çorbasını denemenizi öneririm.
Bizde nasıl restorana gittiğinizde, başta ikram olarak tereyağı, zeytin, lor peyniri filan geliyorsa, burada da zeytin/zeytinyağı ve hardal geliyor. Hardalları gerçekten çok lezzetli. Süper Fransız ekmeklerinin üzerine sür sür ye, başka bir şey yemenize gerek yok.
Bu arada nereye giderseniz, gidin hemen bir şişe suyu sürahide ücretsiz getiriyorlar. Bizdeki restoranlarda nedir plastik şişede gelen ve aşırı pahalı olan suların olayı.